Ekranda Metafor’u Yeniden Yaratmak

Yazan: İrem Uyum

Kapıların ardına geçmeyi irademiz ve bilincimizle tercih ettiğimiz günlerin başlangıcından bu yana epey de bir zaman geçti. Bu süre boyunca aklımızda, hayalimizde ve kalbimizde kurduğumuz manevi sınırsızlığa kilit vurmanın, duvarlara sığınıp aramızdaki maddi mesafeyi aralamak kadar kolay olmadığını görüyorum. Her birimizin bambaşka bir biçimde devam etmeyi seçtiği karantina sürecinde tiyatronun, daha önce çoktan hayatımızın çoğunluğunda yer alabilmiş ekranla buluşmasına şahit olduk. Elbette ki tiyatronun dijital ve ekranla kurduğu ilişki yeni değildi fakat büyük bir çoğunluğumuzun da ilk karşılaşması olduğunu düşünüyorum. Biraz zorunda kalarak biraz da farkında vararak yaşadığımız bu karşılaşmanın, şu dönemde üretmeyi tercih eden birçok sanatçı adına yeni yollar arayıp bulmak için bir harita sunduğunu düşünüyorum. Tiyatronun dijitalle ilişkisi adına kurulan cümlelerin oldukça arttığı şu zaman diliminde ben de oldukça değerli bulduğum Türkiye’den bir örneği sizinle paylaşmak istiyorum. 

İlk kez 2015 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin santralİstanbul kampüsünün bahçesinde düzenlenen Metafor Festivali, altıncısını bu yıl online olarak gerçekleştirdi. İletişim Fakültesi Sahne ve Gösteri Sanatları bölümünün Yönetmenlik ve Prodüksiyon dersi final projesi olan festivalde, öğrenciler meselelerine yakın buldukları İkinci Yeni şairlerinin şiirlerini performansla buluşturuyorlar. Yoktan var etme dileğiyle yola çıkılan festivaldeki performanslarda, öğrenciler kendi küçük sahnelerini yaratırken atıkları kullanıyorlar. 2015’ten bu yana çöp kutularında buldukları atıkları kullanan öğrenciler; salgın sebebiyle evlerinin bir parçasını sahneye dönüştürmüşler ve atıklarını kendi dört duvarlarının arasından seçmişler. Her bir öğrencinin birbirinin yönetmeni, tasarımcısı ve oyuncusu olduğu ve bu sene YouTube aracılığıyla online olarak gerçekleşen ‘’Metafor’’ Türkiye’de sahne sanatları adına ‘’online festival’’ olarak rastladığım ilk çalışma. Performansların gösteriminin hemen ardından Fulya Peker ve Atanur Memiş moderatörlüğünde ‘’Metaforum’’ adında Zoom üzerinden bir forum gerçekleştirildi. Bu forumda öğrencilerin her birinin deneyimledikleri heyecan verici online performans yolculuklarını dinlemek ve ekran üzerinde görünenin oluşum sürecini anlamaya çalışmak çok keyifliydi. Fulya Peker ve öğrencilerin her biri bu süreç ve kendi yolcukları adına değerli bulduğum cümleler kurdular.

 Normal şartlar altında santralİstanbul kampüsünün dış mekanlarının farklı noktalarına kurulmuş performanslarla seyirciye hareketli bir izleme deneyimi sunan festival bu sefer evlerimizin içine ekranlarımız aracılığıyla konuk oldu. Bu konukluk hala ‘’paylaşıyor’’ olmamız adına önemli bir ifadeye sahip. Ve kurduğumuz bu online birliktelik, performanslarını izlediğim öğrencilerin Metaforum’da süreç hakkındaki aktardıkları deneyimleri duymamla birleştiğinde, bu deneyimin izleyenden çok kuran adına bambaşka bir süreç olduğunu anladım. Öğrencilerden bir tanesi bu online çalışma sürecinin başlangıcında, performansları oluşturdukları üç kişilik ekip arasında hayal ettikleri gibi iletişim kurup çalışamayacaklarını düşünürken, ilerledikçe şiirler üzerinden kurdukları metaforlara çok daha yaklaştıklarını ve bu metaforlar üzerine çok daha yoğun düşünebildiklerini belirtti. Ayrıca, dış mekânda kurdukları iletişime benzemese de başka bir biçimde; yönetmen, tasarımcı ve oyuncudan seyirciye doğru bir nakil gerçekleştirebildiklerini düşündüğünü söyledi.  Bir diğer öğrenci de ilk defa karşılaştıkları online provalarda yalnız hissetmek, karşıya hissettiklerini tam yansıtamama korkusu, sürekli video izliyor ve bunun üzerine çalışıyor olmanın verdiği yorgunluğun kendi adına problemler oluşturduğunu fakat ilk defa deneyimledikleri çok fazla durum ve koşul olduğunu, bunları öğreniyor olmanın heyecanını yaşadığını söyledi. Bu koşulların da performansları üretme ve metaforları kurma konusunda yeni kapılar araladığını da ekledi. Ve gözlemlediğim kadarıyla her bir ekip kendi arasında daha önce kurmadığı bir iletişim de geliştirmiş. Ekranın onlara çizdiği sınırlar dahilinde, kendi aralarındaki sınırlar üzerinden yarattıkları sınırsızlıkları, ellerine evlerinden geçirdikleri materyallerle birlikte yeni bir anlatım biçimine dönüştürmüşler. Bunun yanında kendilerini ve bizleri ne şekilde olursa olsun bir araya getirebiliyor olmanın mutluluğunu yaşıyorlar.

 Her sene festivalin alan seyrini kampüs içinde takip edebilmemiz için çizilen harita bu sene İstanbul’un farklı semtlerinden farklı evler arasında bir çizgide bizimle buluşuyor. Performansların kimini banyoda bir küvetin içinden, kimini bir oturma odasından, kimini dar kapı aralıklarından, kimini pencerelerinin parmaklıklarının ardından kimini ise bir balkon köşesinden ya da evin bahçe kapısının hemen dışından görüyoruz. Ayrıca öğrenciler performanslara çalışırken sadece kendi evlerinin dinamiklerini keşfetmekle kalmamış ekip arkadaşlarının evlerine dair de bir fikir sahibi olmuşlar. Birbirlerinin hareket ve anlatım alanlarını daraltıp genişletecek yönlendirmelerde bulunmuşlar. Ayrıca, kendi özel alanları olan evlerinde ilk defa böylesine bir prova sürecine giren öğrenciler bu deneyimi sadece kendileri ve ekip arkadaşlarıyla paylaşmıyorlar. Performansların bir kısmında öğrencilerin evlerinden insanları ya da evlerinin hemen yanından gelen sesleri işittiğimiz de oluyor. Bu sesler ekranın bize sunduğu yarı temiz çözünürlükle birleşip ekranda yeniden yaratılıyor. Ayrıca öğrencilerin prova süreçlerinde çalıştıkları balkonların karşısında oturan insanların şahitliklerinde de bahsedildi. Ve bir öğrenci, birine oynamıyor olmanın neler hissettirdiği sorusu üzerine aslında her gün karşı balkondaki komşularına  oynadığını ve  komşularının bu durumu ne kadar olumlu karşıladığını da belirtti. Karşı komşuların normallerine misafir olan bu performanslar, öğrencilerin balkonlarını birer sahneye çevirip, komşuların balkonlarını seyirci koltuklarına dönüştürmüş. İlk defa online olarak katıldığım Metafor Festivali’nin pandemi sürecinde gerçekleşmesini, bu koşullarda bizi bir arada tutma görevini üstlendiği için değerli buluyorum. Toplanamadığımız şu günlerde, bizi birleştiren ve küçük alanlarda yaratılan bu performansların bana çok iyi geldiğini ve ilerisine dair düşündürdüğünü belirtmek isterim. Linkler vasıtasıyla çıkılan bu meraklı yolculukların izlerini başka nerede ve nasıl göreceğimize dair çok keskin fikirlerim yok fakat hikayelerini anlatmaya ve üretmeye istekli birilerinin bizi nerede ve nasıl olursa olsun birleştiriyor ve düşündürüyor olması beni çok heyecanlandırıyor. Birbirimize Zoom pencerelerinden bakarken, sonrasında dijitalin bize sunduğu araçları nasıl ve hangi koşullar altında kullanabiliyor olduğumuzu düşünmek için oldukça vaktimiz vardı ve olacak da. Evlerimizin kapılarından gönül rahatlığıyla çıkabildiğimiz günler geldiğindeyse alıştığımızın dışında kuracağımız, yeniden türeteceğimiz anlamlar ve formlar aracılığıyla buluşmak dileğiyle!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s