Fabian Raith
Çeviren: Erce Kardaş

Her şeye rağmen, şimdi nasıl tiyatro yapabiliriz?
Her şeyden önce: Mevcut durumumuz kesinlikle istisnadır. Umarız, kamusal ve tiyatro alanında, böylesine büyük bir kesimin, bu kadar hazırlıksız olduğu bir dönemi tekrar yaşamayacağız. Bununla birlikte, bu süreç, tiyatro için hem analog hem de dijital olarak yeni yapılar ve formatlar geliştirme fırsatı olabilir. Ve: Hepimiz bunun içindeyiz. Korona hepimizi etkiliyor ve hem finansal, hem de sanatsal zorlukların üstesinden ancak birlikte gelebiliriz. Haydi konuşalım. Bu metin, bu konuya ivme kazandırmayı amaçlamıştır.
İki perspektiften bakmamız değerli olur. Bir yandan, tiyatroya bağlı dijital dramaturjilerin neye benzeyebileceğine dair tezler açan bir teorik görüş, diğer yandan tiyatronun korona salgınına verebileceği kısa vadeli tepkiler hakkında sorular.
1.Dijital hikâye anlatımıı genellikle bireysel olarak çalışır. – Paylaşım kolektiftir.
Ekranların önünde bir şey tüketen insanlar, televizyonlar hariç, genellikle bunu tek başına yaparlar. Bu, deneyimin bireyselleşmesianlamına gelir – en iyi durumda, hem hız, zamanlama hem de bütünlük açısından. Bu, dijital dramaturjilerin bu deneyime adapte olmasını ve seyirciye tüketim süreci üzerinde özerklik vermesini gerektirir. Değişim sürecinde, paylaşılan performansı takip eden kişi, kaçınılmaz olarak sosyaldir ve olay sosyal bir alanda gerçekleşir. Bu mekanın nasıl tasarlandığına dair karar, dijital tabanlı her anlatının temel bir parçası olmalıdır.
Daha fazla göster
Daha az göster
2.Dijital izleyici bir aktör
Dijital alandaki izleyici, her zaman gitme özgürlüğüne sahiptir. Başka dijital alanlara geçiş yapabilir, başka şeyler izleyebilir ve dinleyebilir. Bunu oturduğu sandalyeye hapsolmadan yapar. Dolayısıyla, doğrudan performans içindeki bir aktör olarak yer alır. Dijital prodüksiyonlar bu nedenle, izleyiciye anlatı ve deneyim üzerinde hareket etme gücü vermeli ve izleyiciyi aktif paylaşımcıdan, eserin bir parçası olan oyuncuya dönüştürmelidir. Ya da başka bir deyişle: artık olay sanatçıları bir kahraman yolculuğuna göndermekle ilgili değil. Bunun yerine, seyircinin kahraman olarak dijital tiyatronun içinde yolculuk etmesini sağlayıp, geriye dönme yolları sunarak, yolculuğu sürdürmesini sağlamaktır.
3.Dijital anlatım geçicidir.
Dijital toplum, hız ile beslenir. Korona krizi sürecinde, kararların ne kadar hızlı değişebileceğini görüyoruz. Dijital öncesi dönemde bu tür kapsamlı önlemler mümkün olmamıştır. Bu nedenle dijital anlatım çağdaş olmalı, olaylara hızlı tepki vermeli ve anlatımda özgürlük yoluyla akut gündelik olaya yer açmalıdır. Ve: Aynı zamanda tiyatroda olduğu gibi, kendini yeniden işlemesi daha hızlı gerçekleşebilir.
4. Dijital hikâye anlatımı dijital ile ilgili olmak zorunda değildir.
Bir eser, teknolojinin tema olarak kullanıldığında ya da posthumanistlik işlendiğinde daha dijital hale gelmez. Onu daha çok besleyen, bireysel ve dijital deneyimdir. Ancak bu dijital deneyim, toplumun dijitalleşmesi ile bağlantılı değildir.
5. Dijital tiyatro multimedyada ve sınırsız
Dijital tiyatro anlatıları, tiyatronun yerini sosyal alan ve sosyal deneyim olarak karşılamayacaktır. Ancak, kendine başka öğeler ekleyebilir ve böylece sosyal deneyime dayalı multimedya anlatılarını etkinleştirebilir. Bu şekilde, performans uzatılabilir, salona girişten çok önce başlatılabilir ve salondan çıkışta da devam ettirilebilir. Bu, izleyiciyle farklı şekilde ilgilenmenin ve farklı bilgi tabanlarının yaratılmasının yollarını açar, örneğin, belirli bilgilerin yalnızca belirli insan gruplarına oynandığı bir yapı.
Uygulama
Kimse bu kısa sürede insanlara çekici gelen seks içerikli, insanı kilitleyen uygulamalar geliştiremez. Bu uygun ve mantıklı değil. Ancak şunu fark etmek önemlidir: seyirci hala orada, sadece evde.
Kısa vadede, insanları oldukları yerden, yani Instagram’dan, haberlerden ve habercilerden çekmelisiniz. Tiyatro fiziksel deneyimlerle yaşar. Şimdi uygulama geliştirme fikri çekici, ancak önümüzdeki iki ay içinde bu alanda bir şey geliştirmek imkânsız olabilir. Bu nedenle, önümüzdeki haftalar içinde geliştirilebilecek üç fikir:
1. İzleyiciyi aktör yapmak ve topluluğu vurgulamak
İnsanlara, son yılların en popüler performanslarının kostümleriyle yapılmış Instagram filtreleri verin. Bunu yapabilecek biri var mı? Şimdi bunu öğrenme zamanı. Ayrıca harika: dijital topluluk için bir challenge. Bunun için kimin fikrine ihtiyaç var: quarantale.com’daki Christiane Hütter ilk önerileri yaptı. Ortak bir monolog oluşturuldu ve daha sonra bir topluluk üyesi tarafından müziğe dökülüp, yaygın ve iyi yönetilen bir Google dokümanı ortaya çıktı. Hedef, kitlenin harekete geçmesini sağlamak ve herkesi ilgilendiren bir sosyal bağlantı oluşturmakla ilgili.
2. Olağanüstü, geçici deneyimler yaratın
Schaubühne’nin oyuncusu Felix Römer, balkonunda komşularına keman çaldı, piyanist Igor Levit her akşam oturma odasında konser veriyor, yazar Ilona Hartmann laptopundan, Drosten, Stermann ve Grissemann’ın yaptıkları hakkında ‘’ Hoşeldin Avusturya’’ adlı bir şiir yazıyor – bunların hepsi kısa ve kilitli günlerimize, hayatımıza çeşitlilik getiren anlar. Elbette, tiyatronun buna nasıl dâhil olabileceği ve zenginleştirilebileceği konusunda zaten fikirler var, eğer yoksa: Online bir koro da kurulabilir. Bunlar Insta’da veya bir habercinin yayın kanalında paylaşılabilir.
3. Sosyal izolasyonun müziği
Sosyal mesafe muhtemelen bir süre için gündemimizde olacaktır. Bu, uzun bir süre boyunca, birçok insanın sadece yakın çevresindeki insanları göreceği anlamına gelir. Burada tiyatrolar diyalog için yeni biçimler yaratabilir ve örneğin, seyirci tartışmaları, kişiselleştirilmiş sesli mesajlar veya radyo oyunları yoluyla yeni değişim yolları açabilir. Genel olarak: Sesli mesajlar performatif etkinlikler için çok fazla potansiyel sunar.
Orta vadede, internette, evde yapılan dijital formatlar geliştirilebilir. Diyaloglu sahnelerin aynı yerde konuşulması zorunlu değildir. İnternette otostop yapmak gibi, linkler ve canlı yayın rehberliğinde. Google Maps’de bir gezinti, belirli yerlerde olan dosyalarla, haritanın linki gönderilir. Orestes’in dijital olarak oluşturulan gizli bir nesnesi, izleyicinin bakışları altında serbestçe dolaşabilir ve aynı zamanda eski sahnelemelere yeniden bağlanmalarına izin verilebilir. Metinlerarasılık muhtemelen tiyatro ve dijitalliği en çok birleştiren şeydir. Çılgın düşün, naif değil.
Korona, formatları dijital olarak düşünebilen ve interneti bir üretim yeri olarak algılayan bir tiyatronun uzun vadeli gelişimine olan ihtiyacı da vurgulamaktadır. Tiyatrolar, internet için prodüksiyon yapan kişilerle çalışmalı ya da bu kişilerle bağlantı kurmalı. İster programda yer alan dijital bir topluluk olsun, ister Barcamps veya küçük dijital formatlar ile geniş dijital fikirlere sahip insanları eve getiren bir dizi etkinlik olsun, ya da tiyatronun prodüksiyonlarının dijital arşivinin oluşturulması gibi.
Durum herkes için yeni, bunu bir hazine avı keşfetme ve devam etme fırsatı olarak görebiliriz. Henüz mümkün olmayan şeyleri değiştirmek, bir Insta hikâyesinde ortaya çıkan veya insanları pencerenizden dışarı bakmaya teşvik eden çok küçük yeni bir fikri formüle etmek kadar değerli bir adımdır. Yani: Hepimiz bunun içindeyiz. Birlikte yalnızız, ama birlikte yeni şeyler denemeliyiz.
Geri bildirim: Türkiye’deki Üniversite Amatör Tiyatro Toplulukları ve Pandemi – BÜO
Geri bildirim: Türkiye’deki Üniversite Amatör Tiyatro Toplulukları ve Pandemi - Mimesis Sahne Sanatları Portali